duvar beyaz!


Bir adamı alırsın, beyaz bir duvarın önüne koyarsın.

Adam tek başına beyaz duvarın önünde durur.
Sonra, önce teker teker sonra çifter çifter insanlar yollarsın adama.
Hepsi aynı şeyi söyler ve ayrılır adamın yanından.
Hepsi duvarın beyaz olduğunu söyler. Adam biliyorum evet beyaz der önceleri, ama guruplar halinde, yada tek tek gene insanlar gelip “duvar beyaz!” “duvar beyaz!” derler.
Bu okadar uzar gider ki adamın artık takati kalmamıştır, duvarın beyaz olduğu fikrine katıldığı halde artık dayanamaz hale gelir. Ardından, gelen insanlara karşı tepki gösterme içgüdüsü başlar adamda.

Onlara karşı çıkar.

Karşı çıktığı şey, tahammül gösteremediği şey duvarın rengi değildir artık.
Ama bir şekilde insan oluşunun verdiği zayıflıktan bu insanlara tekpisini göstermek ister.

Ve onlarla çatışır.

Burda asıl sorulması gereken soru , bu gurup insanlar neden sürekli “duvar beyaz!” diye haykırır?

Acaba amaçları duvarın önündeki adam mı? Yoksa onun fikirleri mi?
Karşı çıktıkları şey adamın fikri olamaz, çünkü aynı fikirdeler.

O zaman karşı çıkılan şey ne!

Bu insanların karşı çıktıkları, istemedikleri şey, adamın rahatlayıp işini rahatça yapabilmesi. Adamı sebepsizce esas ilgilenmesi gereken konuların dışana çekip, adamdan gelecek memfaatleri engellemek.

Ve ilgi alanının dışına çıkan bu adamdan artık iyi bir iş, iyi bir sonuç bekleyemezsiniz.

İşte bu gün yapılmak istenen şey bu.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.