Bilgi işlemcilerin ağzından duyduğumuz şu kelimede neden hep sinirleniriz;
-“bilgisayarınızı kapatıp açın, düzelir!”
Bu kelimeyle biten konuşmalarda neden kriz geçiririz.
Hatta çoğu insan telefonun karşı ucundakini boğmak ister bunu duyunca.
Zaten çok önemli bir dosyayı yazmış yazmış sonuna gelmişinizdir, tam burada bilgisayar kilitlenmiştir!
Yapacak bişi yok kaybedeceksiniz tüm yazdıklarınızı çok önemli ve herzamanki gibi çok acildir.
Hatta diksiyonu düzgün bir bilgi işlemci;
“Lütfen şimdi bilgisayarınızı yeniden başlatabilir misiniz?”
diyerek, tam bir helpdesk yaklaşımıyla girer olaya. Haa baktı ki karşısındaki imaja önem veriyor,
bir iki ingilizce kelime sokuşturur da;
“PC’yi restart edin, makine bi kendine gelsin, Ram’lar dolmuş!”
diyebilir.
Sonuç olarak siz tüm bu deyişler karşısında, maksimum sinire ulaşırsınız. Bir bu eksikti dersiniz ve
ukalaya bak bunu bende biliyorum heralde diyip, üzüntüyle birlikte o iş aciliyetiyle birde stres, sinir
olursunuz.
Peki bu adamlar madem bu işin uzmanları, madem bu işin okulunu okumuşlar, madem şirketin bilgi
teknolojileri departmanında çalışıyorlar, yaptıkları iş sadece kapatıp açtırmak mı?
Oh ne ala! Şunlara bakın artık yanınıza gelmeye bile tenezzül etmiyorlar, telefonun ucundan kapat aç
düzelir diyorlar.
İşin en can alıcı asıl nokasıda, hakikaten kapatıp açınca bilgisayarın düzelmesindir!
Hani normalde acil işiniz yoktur, bilgisayarınız kilitlenmiştir, hatta bir program tıkladığınız halde
yanıt vermiyordur ve siz defalarca kapatıp açmışsınızdır ama bir türlü düzelmemiştir.
telefona sarılıp;
“ekranım gene gitti!”
“internet gene mi kesildi?”
“bu gene kitlendi!”
“hemen gelebilir misin? buna gene bişi oldu”
“bilgisayarım gene bozuldu!”
gibi içerisinde mutlaka “gene” olan bir yardım çağrısında bulunursunuz.
Karşı taraf herzaman ki gibi “kapatıp açtınız mı?” diye pişkin pişkin sorar, yoklar önce.
Sizde artık tecrübelerinizden bilgi işlemcinin daha cümlesi bitmeden iki kere kapatıp açtım ama hala
düzelmedi dersiniz!
Artık kazandığınız tecrübeyle, bilgi işlemcilerin ancak kapatıp açtığınızı söyleyince işinizi yaptığını
bilir ve anahtar kelimeyi daha başında söylersiniz.
Uzunca bekledikten sonra her zaman meşgul ve yoğun bilgi işlemci yanınıza geldiğinde,
sandalyenize güzelce bir kuruluverir, mouse ile bir iki yere tıklar, sağ tıklar, sol tıklar hatta
masaüstü duvar kağıdı ayarlarını kontrol eder, arada bir masa üstündeki bir dosyayı önce sağa tarafa
taşır, sonra gene aynı yerine sürükleyerek bırakır. Sizin başlat çubuğu ayarlarını kontrol eder hatta
kendi kullandığı şekile sokmak için ayarlarınızı bir güzel değiştirir.
Sizde durup, bilgisayarınızın bu ciddi sorununu nasıl çözebileceğini merakla seyredersiniz. Ciddi, çünkü
kapatıp açtınız hata düzelmedi. Ya içinde birşeyler yandı yada daha da büyük.
Seyreder seyredersiniz mouse hareketlerinden bir yerlere girip çıktıktan sonra bilgisayarımı kapat
tuşuna bastığını son anda farkedersiniz. Zaten o kadar hızlı hareket ederler ki, sanki siz çırağısısınız
size hünerini göstermemek için efor sarfediyor gibi olur.
Sonra;
“tamamdır.”
der kalkmaya hazırlanır, bilgisayarınızın başından. O kadar emindir ki çalışacağından, sinir olursunuz.
Yaptığı şey sadece kapatıp açmak -ki bunu sizde yaptınız- daha bilgisayarınız açılmak için size çayır
çimen XP logosu gösteriyorken, O gitmek için sizin gözünüze bakar, hadi işim var gibisinden.
Siz eminsinizdir çalışmayacağından, bişi yapmadı bende kapatıp açtım olmadı işte, olmadı, diye içinizden
sayarsınız adama.
Sonra nihayet açılır masaüstünüz, tıklarsınız programa içinizden;
“innnnşallah açılmazda gösteririm ben ukalaya!”
diye dua edersiniz, çat diye açılır program, ayrıca bilgisayar hızlanmıştır da.
Artık bu kadarıda pes dersiniz. Sinirleriniz tavan yapar;
“ne olmuş!”
diye sorarsınız bilgi işlemciye.
“hiç bişey der, ukalaca, kapatıp açtım düzeldi.”
İşte tam o an, masadaki kalem kutusunu kapıp tam kafasının ortasına yüklenmek istesiniz, boğazına
sarılıp sıkmak istersiniz ama bir gerçektir
ki bu aptal makina çalışıyordur. Diyecek bişi bulamazsınız.
Adamın karşısında artık mahcup oldunuz, sinir bozucu bişey. Vaktini almışsınızdır, zaten sizinde öyle
uslüple konuşuyordur ki bu olaydan sonra, bana böyle şeylerle gelme misali, artık feci durumdasınızdır,
sizde gitsinde artık yoksa küfür edicem dersiniz içinizden. O giderken siz arkasından bilgisayara küfür
edersiniz.
Bu bir gerçektir, bu yazıyı yazan ben, bir bilgi işlemci olarak söylüyorum ki;
bir sorun varsa, kapatın açın düzelir 🙂
Keşke hayatımızdaki kötü olaylar karşısında da kapatıp açsak ve birden düzelse, hatta eskisinden de iyi
olsa.
güzel 😀